Seyahat Günlüğü
Woody Allen'in Midnight in Paris filmindeki Paris'i düşlerken, kalabalık bir trafigin ortasında bulduk kendimizi, kiraladığımız araba ile konaklayacağımız otel'e doğru. Yaklaşık 2 milyon nufuslu bir şehrin, 16 milyonluk İstanbul'a yakın bir trafik yoğunluğu olması, enteresan geldi. Planlama yapmadan trafige çıkmayı, gelişine göre yaşamayı böyle büyük metropollerde öğreniyor insan demek, sonuçta otele gecikmeli de olsa vardık. Ibis budget Paris Porte de Vincennes, bu oteli seçmiştik çünkü hayallerimizi süsleyen Louvre Müzesi ve Notra Dame Kathedrali'ne 5-6 km ve bizi oraya götürecek metro istasyonlarına bir kaç dakika uzaklıktaydı. Bilmediğiniz bir şehri keşfetmek için, ulaşım ağını önceden iyi öğrenmeniz gerekir. Biz de öyle yaptık. 120 yıllık tarihi ile heryeri saran Paris Metrosu ile heryere gidebileceğimize karar verdik. Örümcek ağları gibi birbirine girmiş hatlarda istasyonu kaçırmadan inebilmek dikkatli olmayı gerektiriyor. Paris Metrosu'nun, Londra Metrosu ile beraber, Moskova Metrosundan sonra Avrupa'daki en yoğun ikincisi olduğunu söylediklerini belirteyim. Yine de bu kadar tarihi ve yoğun bir metro ağının asansör hizmeti vermemesi nedeniyle, bebek arabasını aşağı yukarı taşımak kaslarımızı geliştirdi. Louvre müzesine en yakın istasyon 1. hat üzerinde olan Louvre Rivoli ve Palais Royal Musée du Louvre inerek, bir alışveriş merkezinin içinden ve Cam Piramidin altından giriş yaptık. Yanımızda bebek arabasında Atlas olunca, sırada beklemeden içeri girme şansı yakaladık. O kadar geniş ve detaylı ki bir günde gezilmesi imkansız bir müze. Bizim için anlamı Leonardo Da Vinci'nin Mona Lisa tablosunun görme hayaliydi belki ama dolaşırken içeride olan paha biçilmez sanat eserlerinin hangilerini göreceğimize önceden katalogdan seçerek hazırlanmıştık. Okları ve renkleri takip ederek bulduğumuz Mona Lisa tablosu, yapıldığı 1500 yılların başına ışınladı sanki, kurşun geçirmez bir camın arkasından bakıyordu ziyaretçilere. Romus ve Romulus yani Roma imparatorluğunun ilk kurucuları sayılan kardeşleri gösteren 1600 yıllar tarihli antik dönemi anlatan tablo ilginçti. Barbaros Hayrettin Paşa portresi, canlısını görmüş gibi heyecanlandırdı. Louvre müzesi yakınlarında Sein nehrinin yanında Orsay Müzesi, eski bir tren garı aslında. Eğer ressamlara tutkunsanız ,mesela Renoir, Monet, Kilimt ve Van Gogh gibi çok değerli tabloların sanatçıları ise, burayı görmelisiniz. Victor Hugo'nun eserinin etkileyici müzikali Notre Dame de Paris çingene kızı Esmeralda'yi seven kamburun hikayesini yerinde yaşamak için yaklaşık 20,25 dakika Sein nehri yanından yürüyerek Notre Dame Katedraline vardık. Biraz romantik, biraz tarihi sokaklar, kafeler ve restoranlar seyri için ya Sein nehrinden giden teknelere binin ya da bizim gibi yürüyün. Bir kahve söyleyin kendinize, dalın gidin. Notra Dame geride bırakarak, metroya bindik ve Paris'in simgesi Eyfel'e geldik. Aşırı istekli bir şekilde gelerek, tepesinden kuşbakışı Paris'i seyretmek istediğimiz halde, 3 girişin önündeki bitmez tükenmez kuyrukları görünce, bahçesinde oturup, manzarayı aşağıdan seyretmeyi tercih ettik. Ve ünlü mağazaların bulunduğu Champs Elysees, yani Şanzelize caddesi, geceleri sarı ışıkların aydınlattığı hareketli bir caddenin panaromik bir fotoğrafı için hemen yakınlardaki Zafer takı'na çıktık. Nopolyon'un büyük bir zafer anısını ölümsüzleştirme abidesi. Önünde 1.dünya savaşında ölenlerin anısına sönmez bir ateşin anlamına gelen bir mozole yapılmış Arc de Triomphe olarak geçiyor. 12 caddenin tam kesiştiği nokya denk gelen Zafer Takının giriş kapısını çevresini bir tur dönsek de bulamadık ama Şanselize caddesinin iki tarafında karşıklı bir alt geçitten girişi olduğunu öğrendik. Özellikle akşam saatleri çok keyifli ışıklandırılmış Eyfel kulesinin seyrine doyum olmuyor. Seyir terasına tabi ki ücretli çıkabildik 12 eu. Dileyene merdiven, dileyene asansör ve tabi ki sıraya katlanırsanız. Mitolojik tüm tanrı ve tanrıçaların tapınağı anlamına gelen, eski yunan ve roma tarihindeki Pantheon, Paris'te 1750 li yıllarda yapımına başlanmış bir yapı, önemi ise içerisinde düşünür Voltaire ve Jean-Jacques Rousseau, yazar Emile Zola ve Victor Hugo, braille alfabesinin yaratıcısı Louis Braille, nobelli fizikçi Marie Curie gibi başka önemli karakterlerin anıt mezar, heykel, mozole ve fresklerle anılması. Evet, şimdi yolumuz Place du Tertre olarak anılan Ressamlar Tepesi'ne doğru ya da diğer adı ile Montmarte Tepesi. Tepeye çıkmak için füniküler gibi keyifli, bir de merdiven gibi yorucu iki seçeneğiniz var. Metro istasyonlarındaki makinelerden alınan T-Ticket olması gerekiyordu. Biz yorucu olanı seçtik. Tırmanırken, Atlas'ın çok tatlı siyahi ikizlerle tanışmasını sağladı. Tepeye çıktığımızda, Sacre-Coeur bazilikasının merdivenlerinde oturup manzarayı seyredalmak keyifliydi. Ressamlar tepesinde bir resim çizdirmeden gidemezdik. Atlas'ın karakalem bir çizim anısı oldu. Anlatacağımız ve bizi büyüleyen son keşif noktası görkemli büyüklüğüyle Versay Sarayı oldu. Buraya trenle yarım saat süren gayet konforlu bir tren yolculuğu ile geldik. 23 km Paris'e uzaklığı olan Versay sarayının muhteşem bahçelerini gezmeye 1 gün yetmez. Yalnız her yere ayrı ücret alıyorlar. Versay sarayı ve bahçesi için ayrı ücret ödedik. Dileyenlere ya da ödeyenlere bahçeyi tren ya da gölde kanoyle gezme seçeneği de sunuyorlar.
Kategoriler
Yerel Rehber
Cafe des Deux Moulins, Amelie filmi fanları için filmin sahnelerinin geçtiği caféyi ziyaret edebilirsiniz.
Shakespeare and CompanyWoody Allen çektiği, Midnight in Paris , filminin fanlarından biriyseniz, 100 yıllık kafede çekildiği sahneler için uğrayın. James Joyce, Fitzgerald, Hemingway gibi ünlülerin bir zamanlar kafenin müdavimleri olduğunu hatırlatalım.
Moulin Rouge1889 da ilk kez kabaret olarak bilinen cüretkar dans showları ile başlayan bugün yine turistik dans gösterilerine devam eden ünlü gösteriler, 2001 yılında aynı adla filme uyarlanmıştı.
Crazy horse and Lido, Moulin Rouge benzeri kabaret gösterileri
Disneyland in Paris, Walt Disney eğlence park for tickets,
Seine River Love LocksPont des Arts, isimli köprünün bir kenarına aşıkların üzerine isimlerini yazdıkları kilitlerini asmaları ve anahtarlarını Seine nehrine fırlatmaları bir gelenek olsa da artık yasaklanmış ama ara sıra kaçamaklar olabilir çılgın çiftler tarafından. Aşk kilidiniz olmasa da hiç değilse fotoğrafınız olur :)
Seine river toursbuna zaman ayıramadık ama bir daha ki sefere evet. Bu turlar için, this website . Louvre Museum ilk defa 10 ağustos 1793 yılında 537 adet tablo sergisi ile açılan ve bugünlerde 600 binden fazla sanat eserine ev sahipliği yapan müzenin en ünlü eseri Leonardo Da Vinci'ye ait Mona Lisa tablosudur. Bundan başka yakın doğu, İslami ve antik Mısır dönemine ait değerli arkeolojik tarihi parçaları görülebilir.
Louvre Müzesi yakınındaki, Orsay Museum eski bir tren garı aslında. Eğer ressamlara tutkunsanız ,mesela Renoir, Monet, Klimt ve Van Gogh gibi çok değerli tabloların sanatçıları ise, burayı görmelisiniz. Biletler için, For tickets,
Notre Dame CathedralVictor Hugo'nun eserinin etkileyici müzikali Notre Dame de Paris çingene kızı Esmeralda'yı seven kamburun hikayesini canlı piyano eşliğinde gözalıcı vitray ve işlemeleri görmek ilginç olabilir. For tickets,
The Eiffel tower 1887 ile 1889 arasında inşa edilen 600 basamaklı 2 katlı inşa edilmiş Paris'in simgesidir. 3 giriş kapısı vardır ve en üst seyir katına kadar 2 kat geçen asansörü bulunmaktadır. Eyfel'e çıkmak ücretlidir. Ücretleri için lütfen buraya bakınız. For the fees, please see here.
Champs Elysees,
Nopolyon'un büyük bir zafer anısını ölümsüzleştirme abidesi. Arc de Triomphe, Önünde 1.dünya savaşında ölenlerin anısına sönmez bir ateşin anlamına gelen bir mozole yapılmış Victory Arch, 12 caddenin tam kesiştiği nokya denk gelen Zafer Takının giriş kapısını çevresini bir tur dönsek de bulamadık ama Şanselize caddesinin iki tarafında karşıklı bir alt geçitten girişi olduğunu öğrendik. Özellikle akşam saatleri çok keyifli ışıklandırılmış Eyfel kulesinin seyrine doyum olmuyor. Seyir terasına tabi ki ücretli çıkabildik 12 eu. Dileyene merdiven, dileyene asansör ve tabi ki sıraya katlanırsanız. Biletler için, For tickets,
Pantheon , mitolojik tüm tanrı ve tanrıçaların tapınağı anlamına geliyor. Paris'te 1750 li yıllarda yapımına başlanmış bir yapı, önemi ise içerisinde düşünür Voltaire ve Jean-Jacques Rousseau, yazar Emile Zola ve Victor Hugo, braille alfabesinin yaratıcısı Louis Braille, nobelli fizikçi Marie Curie gibi başka önemli karakterlerin anıt mezar, heykel, mozole ve fresklerle anılması. Biletler için, For tickets,
Ressamlar Tepesine doğru, bilinen adı ile Place du Tertreveya Montmarte Hill, tepeye çıkmak için füniküler gibi keyifli, bir de merdiven gibi yorucu iki seçeneğiniz var. Metro istasyonlarındaki makinelerden alınan T-Ticket olması gerekiyordu.
Muhteşem bahçelerini dolaşmak için bir gün yeterli değil Versay Sarayı'nın, 23 km Paris'e uzaklığı olan ve bahçeleri gezmek için ayrı ücret alıyorlar. Dileyenlere ya da ödeyenlere bahçeyi tren ya da gölde kanoyle gezme seçeneği de sunuyorlar. Biletler için, For tickets,
Yorum ekle