Seyahat Günlüğü
7 kapılı kaleye giriyorum, St jean Şovalyelerinin haçlı, arslan ve ejderli armalarının altındaki geçitlerden geçiyorum, 5 adet kulesi olan içteki avluya bağlanan geçide girmeden önce, denize bakan surlardan denizin mis kokusunu içime çekip, panoramik Bodrum manzarasının keyfini çıkarıyorum. 600 yıl önce yapılan Kale’nin taş bloklarına baktıkça, antik çağın 7 harikasından biri Mausolus Abidesinden St Jean Şovalyeleri’nin söktüğü taşlarla yapıldığı takılıyor aklıma. Sanki Kalenin yaşı, Mausolus’un yapıldığı tarihe, M.Ö 350 yılına kadar uzuyor. Geçitten sonra iki tarafı sur olan yokuştan biraz daha tırmanarak yemyeşil bir avluda, bir şapel karşılıyor beni. Büyük Amforalar ve büyük çıpalar dikkatimi çekiyor. Fazla oyalanmadan avluyu çevreleyen etrafımdaki kulelere bakıyorum. En yükseği Fransız hemen yanındaki İtalyan kulesi diğerleri İngiliz, Alman ve Yılanlı diye isimler almışlar. Şapelin karşısında bir kapıdan içeri dalıyorum, serin hava ürpertiyor koridordan indikçe göz alıcı bir ışık oyunları karşılıyor. Deklanşöre asılıyorum çünkü hikayesini iyi bildiğim, belgesellerini seyrettiğim Cam batığı’nın rengarenk camlar ve amforalarla dolu salonundayım. Hemen önümde bir geminin iskeleti duruyor. Alttan gelen ışıklar, cam kadehlerin, ibriklerin dokularını, renklerini içlerinde kandil varmış gibi ortaya çıkarmış. Tek kelimeyle büyüleyici bir manzara. Arkeologlara göre, dünyanın en eski ve değerli İslam cam eserleri koleksiyonu. Duvarda asılı amforaların önünden geçerken, hikayesini okumaya başlıyorum;
1025 yıllarında, Güney Suriye’den yola çıkan 16 mt lik bir Bizans Gemisi içinde bin bir çeşit ve renkte cam parçaları ile yüklenmiş olarak rotasını, Karadeniz Kırım veya aşağı tuna civarına pruvasını düzelterek yelkenlerini fora eder. Marmaris Kalabak Burnu ile değirmen burnu arasında kalan, denizin içinde dik yüksek kayalıkların olduğu Serçe limanı bölgesinde, kıyıya çok yakın bölgede batar ve sadece 32-35 mt olan dibe oturur. Prof.George Bass ve Bodrum Su altı Arkeoloji müzesi onu yattığı yerde uyandırıncaya kadar bekler. 1977 – 1979 arasında Amerikalı ve Türk ortak bir su altı ekibi binlerce dalış yaparak, nadide camları parça parça yeryüzüne tekrar çıkartır. Bizans ve Fatimi devletine ait İslami dönem bakır ve gümüş sikkeler, antik amforalar ve camlar; kesme, kakma, gravür ve iç kalıp teknikli camlar ve dünyanın ilk ahşap oyma satranç ve tavla pulları, çok zengin ve değerli ortaçağ ürünleriydi bulunanlar. Hepsi tek tek bir puzzledan çok daha emek isteyen şekilde 7 yılda özveriyle birleştirildi ve şimdi 1985 yılından beri Bodrum Su altı Arkeoloji Müzesinde.
Kaledeki diğer önemli arkeolojik eserleri, batıkları gezerek ve gölgeli avlusunda biraz soluklanarak, şehir merkezinde olan Halikarnas Balıkçısının müzesini keşfetmek üzere ayrılıyorum. Kaleye ve rıhtıma yakın iç tarafta, 2 katlı bir binada yer alan müzede Bodrum’un sünger avcılarını, balıkçılığı, gerçek denizcilerin en iyilerine dair öyküleri, guletlerin, tirhandillerin, kotraların maketlerini görmek mümkün. Bodrum’da bir süre sürgün yaşamış, lakabını Halicarnassus yani Bodrum’dan alan yazar-şair Cevat Şakir Karaagacli’ye ait özel bölümde sergilenen eşyaları, eserleri sayesinde O’nu sürgün olmaktan, bodrum aşığı biri haline nasıl geçtiğini anlatan hersey var. İkinci katta ise muhteşem deniz salyangozları, kabukları, istridye ve pina kolleksiyonu büyülüyor. Burası Bodrum Deniz Müzesi.
Herodotus’un memleketi Bodrum, Karya krallığının başkentiylen, hemen dibindeki Kos ve Rodos adalarıyla bir zamanlar Ion şehri olmuş. Perslerin ve sonra Büyük İskenderin en sonunda 1500 yıllarda Muhteşem Süleyman St Jean Şovalyelerini Rodos’tan gönderince, Bodrum ve kalesi de, Türklerin eline geçmiş böylece.
Tarihi bu kadar zengin olan Bodrum’da, Ege’nin maviliğinde, beyaz badanalı evlerinde, su altı güzelliklerinde, koylarında kaybolmak için daha bir sürü şey sayabilirim ama burası üç dört bin yıllık medeniyetlerin beşiği olarak, her yönüyle bizleri davet ediyor.
Kategoriler
Yerel Rehber
Bodrum Kalesi, M.Ö 1100 yıllarında, Dor’lar tarafından bir ada üzerinde inşa edilmiş aslında. 1700 yıla yakın ayakta kaldıktan sonra 1400 lerde St Jean Şovalyelerinin yıkılan ünlü Bodrum Mozolyum’undan aldıkları bloklarla, Bodrum kalesini yeniden inşa etmişler.
Bodrum Su altı Müzesi, 1964 yılında Bodrum Kalesinin içinde açılan ve zamanla bu bölgede antik çağın bir çok batığı buluntusu olduğundan, deniz arkeolojisi için çok değerli parçalara ev sahipliği yapmaktadır. Serçe Limanı Cam Batığı, Yassıca ada batığı, Dünyanın en eski Su altı batığı Kaş Uluburun Likya gemisi, Gelidonya Feneri batığı, Şeytan Deresi batığı ve Tektaş batığı. Bunların Dışında Karyalı Prenses aslına uygun mumyası, değerli eşyaları bir salonda görülebilir.
Bodrum Mozolyemu, M.Ö 350 yılında 3 yıl boyunca karısı Artemisia II tarafından bitirilen 50 mt yüksekliğinde antik dünyanın 7 harikasından biri olarak Kral Mausolus adına yaptırılmış. Mozelyum ören yeri olarak ziyarete açık. Bir kısım parçaları British Museum’da sergileniyor.
Myndos Kapısı, Büyük İskender Geçidi olarak bilinir.
Sembolik olarak Bodrum Kalesi, Gümbet tepelerinde yer alan Yel değirmenleri fotoğraf çekmek için güzel perspektifler sunar.
Osmanlı kaptanı deryası namı diğer Dragut, Bodrum’un güzel beldesi 14 adasıyla Turgutreis’te doğmuş ve aynı adı aldığı Turgutreis’te bir kadırganın önünde, kılıcı ile şahlanmış anıtla anılmaktadır.
Bodrum, güneşin ve denizin kendini esirgemediği bir mekan; Gümbet, Bitez, Turgutreis, Gümüşlük, Yalıkavak, Akyarlar, Fener burnu, Karaincir ve Kadıkalesi gibi önemli plajların, eğlencenin olduğu yakın beldelere sahip.
Türkbükü, Gölköy şirin balıkçı köyü, sadelik ve biraz tenhalık arayanlara iskeleri ve civar koyları, Salih adasına düzenlenen turlarla doğal bir seçenek sunuyor.
Dalış, böylesine güzel Ege ilçesinin, dalmaya imkan veren güzel noktaları var. Kargı koyu hem güneşlenmek, yüzmek hem de kıyıdan dalındığında 18-20 mt arası resif ve bacaları yaşama deneyimi veriyor. Orforz, müren, akya ve baracuda sürüleri ile de karşılaşabilirsiniz.
Dalış için ayrıca büyük reef ve küçük reef, deniz canlılarının yoğunluğu, berrak görüş açısı ile resifin üstü 5 mt civarında iken dibi 32 mt kadar gidiyor.
giz.k
Temmuz 23, 2021 at 8:17 pmI learned many things I had never heard before. Such an interesting article about Bodrum!
yolovista
Temmuz 23, 2021 at 9:06 pmToo much thanks and I am so glad to hear nice view about glass wreck from you